Niçin blog
yazarız? Ya da başka türlü sormak gerekirse, Blog yazılarımızı neden, hangi amaçla
yazarız?
Böyle bir soru size sorulmuş olsa
vereceğiniz cevaplar neler olabilir?
Bundan beş yıl öncesinde böyle
bir soruyu sormuş olsalardı benim vereceğim cevaplardan ilki yeni
bir şeyi denemiş olmak olurdu. Çünkü o güne değin karşılaşmadığım bir
dünyayı tanımaya çalışmak eğlenceli gelirdi. Ki hala da eğlenceli gelir.
Tanıdıkça, öğrendikçe ve kullanabilme yetimin geliştiğini gördükçe daha fazla
istek oluşuyor. Belli bir süreden sonra internetten para kazanabiliyor
oluşumuzu öğrendiğimde blog yazma amacım başka bir yöne saptı: Para
kazanmak için!!!
Bu aslında gayet normal bir
durum. Blog yazmayı öğrendikten birkaç ay sonra Google adsense hizmetinden haberdar
oluşum ve hemen ardından para kazanmak uğruna girdiğim onca çaba ve uğraş.. Bu
tıpkı toy bir delikanlının ergenliğini yaşamaya başladığı ilk zamanlarındaki
heyecana benziyor. Hele banka hesabınıza yatan ilk 100 dolarınızı cebinize
koyduğunuzda hissettiğiniz duygunun tarifi mümkün değildir. Ve insanoğlunun
doğasında olan bir gerçek: kazandıkça daha çok kazanmak..
Blogger;
kazandıkça daha çok kazanmak felsefesini oturtabileceğiniz bir platform olarak
görünebilir. Sonuçta hiçbir ücret ödemiyor ve kolay yoldan metinlerinizi yazıp
resimlerinizi yüklüyor, yayınlarınızı oluşturuyorsunuz. Facebook,
Twitter ve daha birçok sosyal paylaşım ortamlarında
sitenizin reklamını ücretsiz yapıyorsunuz. Net ortamındaki milyonlarca blogger
bilgisinden yalnızca birkaçı sayesinde daha önceleri gözünüzde büyüttüğünüz
işleri yapabiliyorsunuz. Mesela HTML
bilginiz olmadan HTML şaheserleri
ortaya çıkartabiliyorsunuz. Öncesinde size farklı gelen bu dünya, belli bir
süre sonra tanıdıklaşıyor ve işinizde uzman olduğunuzu sanıyorsunuz.
Yazının başında sorduğum soruyu
işte tam burada sorabiliriz: Niçin blog yazıyoruz?
Tanıtım yapmak; para kazanmak; boş
vakti değerlendirmek; popüler olmak; hizmet etmek; günlük tutmak; öğrenmek ve
daha başka şeyler için diyebilirsiniz.
Oysa benim cevabım daha farklı
olacak.
Blogger
hayatımıza 1999 yılında girdi ve hiçbir teknik bilgiye gerek duyulmadan
kullanabildiğimiz hizmetini ücretsiz vererek popüler hale geldi. Google 2003
yılında blogger’ı satın alarak yeni bir çağ başlatmış kadar büyük adım attı.
Artık insanlar akıllarına gelen her konu ile ilgili blog siteyi tek bir
tıklamayla kuracak ve kolay yoldan içerik ekleyip blog yazarı olabilecekti.
Sonradan yapılan bir araştırmaya göre günde 50 binden fazla blog site
yaratılıyor olacak, blog yazarlarının yarıdan çoğunun yıllık geliri 60 bin
dolar seviyesine ulaşacaktı. Günden güne genişleyen ve devasa büyüklüğe ulaşan
web blog ağında biz Türklerde de gelişim olacak. Mesela 2005 yılında “blog”
kelimesi Google Türkçe sayfalarında 65 bin civarında sonuç verirken, bu sayı
bir yıl sonra 5 milyon, 2008 yılında da 10 milyonu bulacak. Böylece Türk blog
tarihinin gelişim süreci başlamış olacak ve ihtiyaç duyulan milli blog kaynakları
yaratılacak: Blogcu.com , Azbuz.com, Mynet Blog
ve daha birçok blog hizmeti hayata geçirilecek. Ve bunlar
küçümsenmeyecek başarılara imza atacaklar. Mesela blogcu.com 2 yıl içinde 300 bin üyeye ulaşıp Türkiye’de en çok
okunan 13. Yayın organı olacak. Diğer bir örnek azbuz.com ise 2006 yılında kurulduktan sonra 700 bin civarı blog ve
1 milyon 300 bin civarı üyeye sahip olacaktır.
İlk etapta belki de yalnızca
günlük tutma amacıyla kurulmuş olan bu devasa dünya şimdiki hale nasıl ve ne
şekilde geldi acaba? Literatürde teknik
bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan
insanların oluşturabildikleri, günlüğe benzeyen web siteleri olarak geçen Blog,
şu anda dünyada en çok
tercih edilen web yayınlama sistemlerinden biri ve evrensel net ağında ortak
kullanım ve paylaşım kaynağı durumunda.
İşte, belki de bu sebepten ötürü
blog yazıyoruz. Daha kolay yoldan daha çok insana ulaşabildiğimiz için. Bu
sayede diğer amaçlarımızı gerçekleştirmiş oluyoruz. Yani para kazanmak, popüler
olmak, tanıtım yapmak, hizmet etmek, günlük tutmak, vs.. Elbette tüm bunları
diğer yollardan da yapabilirdik. Php, html, asp ve flash kaynakları
değerlendirebilirdik. Ama elinizin altında en ucuz, en kolay ve daha bir “en”
leri içinde barındıran bir sistem duruyorken neden diğer zorlukları denemek
isteyelim?
Blog, donanımsız web
kullanıcılarına sunulmuş en büyük nimettir bence. Blogger, Wordpress, LiveJournal bu alandaki
en iyiler.. Windows Live Spaces, Yahoo! 360,
Regional Blog gibi sonraki girişimler ise fena değil.. Yine de benim
tercihim blogger dan yanadır.
Evet; benim niçin blog yazıyoruz
sorusuna cevabım bu şekilde. Peki sizin cevabınız nedir??
0 yorum:
Bu yazımla ilgili düşüncelerini merak ediyorum.
Tek yapman gereken yorumunu paylaşmak!
Okuduğun içerikle alakalı yorum yapacağından eminim.
Yine de uyarmak istiyorum;